Oyun alanı olarak tanımlanan masanın üst yüzeyi 2.74 m uzunluğunda, 1.525 m genişliğinde ve yerden yüksekliği 76 cm olan bir dikdörtgen şeklinde olacaktır.
2.1.2
Masa yüzeyinin yan kenarları oyun alanına dahil değildir.
2.1.3
Oyun alanının yüzeyi 30 cm yüksekten bırakılan nizami bir topu her yerinde 23 cm zıplatan herhangi bir malzemeden olabilir.
2.1.4
Oyun alanının yüzeyi her yerinde koyu renkli ve mat olmalıdır. Oyun alanının 1.525 m lik en ve 2.74 m lik boy kenarlarında 2 cm genişliğinde beyaz çizgi olmalıdır.
2.1.5
Oyun alanı dikey bir net tarafından enlemesine iki eşit parçaya bölünecektir. Bu net tek parça olarak oyun alanı genişliğini tamamen kaplayacaktır.
2.1.6
Çift maçları için oyun alanı diklemesine tam ortadan 3 mm genişliğinde beyaz bir çizgi ile iki eşit parçaya bölünecektir. Bu beyaz çizgi her iki oyun alanında sağ bölümün bir parçası olarak kabul edilecektir.Ping Pong olarak da bilinir, adı üstünde bir masabaşı sporudur. Basit görünmesine karşın hakkı verilerek oynandığında cayır cayır kalori yakar. Çoğu kişi tarafından Çin ata sporu olarak bilinir. Oyunun tam tarihçesi bilinmemekle birlikte 1800′lü yıllarda Hindistan’da İngilizler tarafından oynandığı bilinmektedir.
Masa Tenisi’nde ekol haline gelmiş belli başlı kavimler vardır. İsveç, Çin ve Japonya bugüne kadar masa tenisinde lokomotif görevi görmüş, olimpiyatlarda kök söktürmüş ülkelerdir. Son yıllarda ise tamamen uzakdoğu ülkeleri domine etmeye başlamıştır bu sporu. Özellikle Kore’li sporcular, “Bizim de gözümüz çekik, biz niye yapamayalım?” tribine girmiş olacaklar ki epey göz dağı verdiler. Özetle bu oyunu; çekik gözlüler ve soluk benizli, sarı saçlılar nispeten daha iyi oynarlar.Masa Tenisi hakkında bilinmesi gereken en önemli husus; Türkiye sathında nizami bir masa bulunmadığıdır. Bugüne kadar da masayı beğenen bir kimseye rastlamış değilim illa ki masada bir noksan vardır, file yüksekliği nizami değildir, masanın malzemesi nizami değildir olmadı toplarda yahut rakette bir sorun vardır. İş bu sebeplerden ötürü Türkiye’nin masa tenisinde dişe dokunur bir başarısı da yoktur. Sağlam kaynaklardan edindiğim duyumlara göre zamanında antrenman için Çin’e giden milli takım(yıldızlar falan olabilir emin değilim) antrenörleri 9-10 yaşlarında Çinli veletler karşısında hezimete uğramışlardır, eminim dönüş yolculuğunda “Hoca masa nizami değildi, file pörsümüştü, top sekiz çiziyordu” tadında geyikler yapmışlardır.
Masa Tenisi oyuncusu bir Jedi gibidir. Vakti geldiğinde, yani piştiğinde, kendi raketini kendisi yapar. Hilt yerine kalite bir ağaçtan yahut son teknoloji ürünü kompozit malzemelerden bir adet tahta edinir. Ardından lightsaberda kristal ne ise raket için de o olan lastiği seçer. Bir oyuncunun karakterini, stilini kullandığı lastikten çok rahat anlayabilirsiniz. Çin’de sırf bu konu(lastik) üzerine araştırmalar yapan kuruluşlar vardır, zaten “Çin lastiği” dediğinde şöyle bir durur herkes. Fakat daha padawan bile değilseniz hiç masrafa girmeyin, kalite bir şey olsun istiyorsanız da gidin bir spor mağazsından butterfly, tıbhar veya stiga marka hazır raketlerden birini alın.
Raketin ve oyun stilinin özellikleri raketi tutuş şekline göre de değişim gösterir. En yaygın tutuş şekilleri normal tutuş ve penholder’dır. Özellikle Çin’liler arasında penholder oldukça yaygın bir tutuş şeklidir. Raketin sapı yukarı gelecek şekilde işaret ve baş parmaklarla kavranır. Penholder oyuncuları raketlerini tek taraflı kullandıklarından raketin tek yüzünde lastik olur arka kısım çıplak tahtadır.Masa Tenisi’nin uluslararası kabul görmüş bir takım kuralları vardır fakat raket konusunda hiçbir kısıtlama, standart yoktur sadece lastik kalınlığı için bir sınırlama mevcuttur. Olayı daha da renklendiren kısmı burasıdır zaten. Perde arkasında mühendislik müsabakaları da yapılmaktadır aslında. Sürekli yeni tahtalar, yeni lastikler ve bilimum ıvır zıvır geliştirilmektedir.
Masa Tenisi’nin belki de en kötü özelliği, rakibiniz sizden kötüyse oyundan zevk alamamanızdır. Sizden çok çok iyi bir rakip de aynı şekilde zevk vermez. Bu bakımdan herkesin kendi dengiyle oynaması, tekniğini birlikte geliştirmesi çok daha eğlenceli olur.
31 Aralık 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder